10 Kasım 2009 Salı

BEN Mİ YANLIŞ DÜŞÜNÜYOR,
YANLIŞ DEĞERLENDİRİYORUM ?
Behzat ŞAŞAL
Dünyamızda lehinde ve aleyhinde bu kadar fazla konuşulan bir başka devlet adamı var mıdır bilemiyorum.
Hattâ ona övgüler yağdıran kişilerin bile bu övgülerinde yanılgılar, yanlışlıklar içinde bulunmalarına hayret içinde kalıyorum.
Yeterince tanınmayan ve anlaşılamayan bu kişi Mustafa Kemal ATATÜRK’ tür.
Özellikle, dinci bazı kesim neden Atatürk’e karşıdırlar, bunu kesinlikle kendileri de bilmezler. İnanın karşı olmalarının nedenlerini söylediklerinde hiç biri tutarlı ve delile dayanan şeyler değildir. Atatürk’ü değersizleştirmek için öyle şeyler söylüyorlar ki, Atatürk’ü değersizleştirelim derken farkına varmadan O’nun değerini kat be kat arttırdıklarının farkında bile değiller.
Örneğin, Atatürk’ün kazandığı askeri zaferleri başka gizli güçlere malederek Atatürk’ü değersizleştirmek istiyorlar. Atatürk’ün kazandığı askeri zaferleri bakın nasıl değersizleştirmeye çalışıyorlar:
- Efendim, Atatürk’ün kazandığı askeri zaferler gerçekte O’nun kazandığı zaferler değil, çünkü o zaferleri kazanan Atatürk’ün askerlerinden daha çok, Allah tarafından gönderilen fakat Türk askerleri tarafından görülmeyen yeşil sarıklı (bazı çevrelere göre beyaz sarıklı) Allah’ın gönderdiği askerlerdi. Bu yeşil sarıklı askerleri gören düşman askerleri korkuya ve paniğe kapılarak öyle bir kaçtılar ki, buna bizim askerlerimiz bile şaşırdılar” diyorlar. Yani, kısacası, askeri zaferleri kazanan Atatürk değildir, Allah’ın gönderdiği evliyalar ve Allah’ın askerleridir diyorlar.
- Bu nasıl bir olay ki, Müslüman Türk askerleri tarafından görülmeyen Allah’ın bu sarıklı askerleri Hıristiyan askerler tarafından görülüyor ve onlar da bunları görüp korkarak kaçıyorlar.
Sizleri bilmem ama, bunlar benim aklımın ermediği ! şeyler. İşin en ilginç tarafı bu düşüncelere ve bunun gibi sözlere Atatürkçülerin çok büyük tepki göstermeleridir. Tepki göstermelerinde de temel neden bunu söyleyenleri hurafelikle, yobazlıkla suçlamalarıdır.
Oysa ben, hiç de böyle düşünmüyorum. Çünkü bu sözler Atatürk’ü değersizleştirmiyor, tam aksine ona değer katıyor, hem de akıl alamayacak kadar büyük bir değer katıyor.
Özellikle Kurtuluş Savaşımızı örnek olarak ele alalım.
Atatürk, Kurtuluş Savaşını kimlere karşı yapmıştır ? Fransa, İtalya, İngiltere ve özellikle Yunanlılara karşı kurtuluş savaşı verilmiştir. Bu zaman içinde, düşman askerlerinin savaştığı ve işgal ettiği topraklar, Osmanlı İmparatorluğu topraklarıydı. Peki, Osmanlı İmparatorluğu’nun başında olan Abdülhamit ve son dönem padişahı Vahidettin değil mi idi ?
Bu padişahlar aynı zamanda Allah’ın Halifesi ünvanını taşımıyorlar mıydı ?
Allah’ın halifesi olan bu padişahlar Atatürk’e karşı olup, Yunanlılarla birlikte Yunan ordusu taraftarı değiller miydi ? Hattâ Şeyhül İslâm’a Atatürk’e yakın silâh arkadaşları için idam fermanı çıkarttırılmadı mı ?
Peki Allah, dininin halifelik ünvanı taşıyan Vahidettin’e yardım için askerlerini göndermiyor da, neden dinsizlikle, dine karşıt olmakla suçlanan Atatürk’e gönderiyor ? Demek ki Atatürk, Halifelik ünvanını taşıyan Vahidettin’den Allah’a ve Müslümanlığa daha yakın bir kişi idi.
Demek ki Atatürk, Allah’ın huzurunda, Halifelik ünvanı taşıyan bu insanlardan çok daha yakın, çok daha değerli idi ki, Allah, askerlerini Halife görünümlü kişilere değil Atatürk’e gönderdi.
Bu duruma göre Atatürk, Halife görünümlü kişilerden Allah’a daha yakın ve daha sevilen bir kişi durumunda değil mi ?
Allah, sevmediği kullarına değil, sevdiği kullarına yardım eden değil mi ?
Atatürkçüler bu duruma sevineceklerine, niye kızıyorlar, niye karşı çıkıyorlar, doğrusu anlayamıyorum.
Bilmiyorum ben mi yanlış düşünüyor, yanlış değerlendiriyorum.
Siz ne dersiniz ?
e.Mail: bsasal@mynet.com / WEB: http://behzatsasal.blogspot.com/

Hiç yorum yok: