19 Eylül 2012 Çarşamba

NAZİF KARAÇAM ANLATIYOR...

BEHZAT ŞAŞAL'IN "ATATÜRK'Ü TANIMAK VE ANLAMAK" İSİMLİ KİTABI
Behzat Sasal Rumeli kökenli bir sair ve yazardir. Yedeksubay arkadasimdir. Ankara'da, Halkevleri Genel Merkezinde yillarca beraber çalistik. Buralarini da bilen bir kimsedir. Kirklareli'ne gelmisligi vardir. 
Kirklareli'nde Kaybolan mesleklerden Saraççilik yapan Romanyali Hamdi'nin yakinidir. Ve Kirklareli'nde bastirdigi DILEKÇE adli siir kitabi onundur. Bu kadar hizmetlerini, sifatlarini ve özelliklerini bildigim Behzat Sasal, her halde anlamis olmalisiniz ki benim kirk yillik dostum, degerli bir arkadasimdir. Gerek Yedeksubayligi sirasinda gerekse Iller Bankasi'nda mimar olarak çalistigi zamanlarda, emekliliginde sürekli fikir üretmis, topluma faydali olmayi amaçlamistir. Tabii onun, "Toplum Önünde Söz Söyleme Ögretmenligi"ni de unutmamak gerekir.
Behzat Sasal sairligi, yazarligi yaninda ayni zamanda bir arastirmacidir. Siir kitabi "DILEKÇE'den sonra, Sevgili Dostum Sigara, Evrensel Egitim ve Bilinçlenmeye Çagri, Din Evrenseldir. Birlik ve Bütünlüktür, Gözetlenmektesiniz" ve simdi sözünü edecegim "ATATÜRK'ü TANIMAK ve ANLAMAK" adli arastirma kitaplarini yazmistir. Halen Ankara'da ANAYURT Gazetesinde köse yazarligi yapmaktadir.
Degerli dostum Sasal'i bu kadar tanitmamanin nedeni dur durak demeden çaliskanligina, üretkenligine dikkati çekmek içindir. Bana imzalayip gönderdigi "Atatürk'ü Tanimak ve Anlamak" kitabi 2004 yilinda çikmistir. Kitabi simdi okuyup ele alma zamanim olmustur. 368 sayfalik hayli hacimli kitap benim öteden beri gerek yazilarimda gerekse konferans ve panel konusmalarimda üzerinde israrla durdugum "NE CUMHURIYETI ANLADIK NE ATATÜRKâ?~Ü ANLATABILDIK" sorularima bir çesit yanit ve açiklik getirmektedir. Bu bakimdan kitabi degerli bir çalisma olarak buluyorum. ATATÜRK konusunda bir Basucu Kitabi olarak kabul ediyorum. Kitapta Atatürk hakkinda verilen ilginç bilgiler yaninda Atatürk'ün söylem ve demeçlerinden de örnekler bulmak mümkündür. Mesala rastgele açtigim 258. sayfada Atatürk'ün Gençlige Hitabesi ve hemen onun devaminda herkesin çok merak ettigi, su siralar okunmasi gereken meshur BURSA NUTKU yer almaktadir.
"Sevmek Anlamakla Baslar" konusu ile kitaba giren bir okuyucu kitabin ilerleyen sayfalarinda Atatürk'ün Aile Hayati, Ahlak Anlayisi, Askerlik Hayati, Bilim ve Teknoloji hakkindaki görüsleri, Hizmet Anlayisi konularinda bilgiler bulabilir. Dogal ki kitapta Atatürk'ün hemen hemen hayatin ve ulusal faaliyetin her alanina iliskin görüs ve konusmalari vardir.
Bugüne kadar Atatürk hakkinda Türkiye'de ve dünyada yazilmis kitap sayisi besbini bulmustur. Hakkinda en fazla kitap yazilan DÜNYA LIDERI Mustafa Kemal'dir. Behzat Sasal'in yazdigi, Atatürk'le ilgili bilgileri derledigi kitap bunlarin içindedir. Sasal, kitabin arka sayfasinda bir itirafta bulunuyor ve diyorki;
"Çok açik kalplilikle size bir itirafta bulunmak istiyorum. Ben Atatürk'ü tanidigimi ve anladigimi saniyordum. Sunu bütün içtenligimle belirtmek isterim ki, Atatürk'ü ancak bu kitabi hazirlarken taniyip anlayabildim.
Gelin, hep birlikte Atatürk'ü yeniden taniyalim ve anlayalim, Inanin buna çok, hem de çok ihtiyacimiz var."
Behzat Sasal'in samimi itirafina hayranlik duydum. Çünkü Atatürk'ü bildigini sananlar dahi bugüne kadar O'nu anlayip anlatamamislardir. Zira Atatürk bir tarihtir, bir destandir, bir insanliktir ve bir Türklüktür. O, bir idealdir. O, kalkinan, ilerleyen, çagdaslasan Türkiye'nin öncüsüdür, önderidir. Böyle bir Türkiye Önderi'ni, Dünya Insani'ni anlamak, anlatmak kolay degildir. Dikkat ve ciddiyet ister. Behzat Sasal bunu göstermistir. Sasal'i kutlarim. Kalemi dert görmesin. Kitabini da size tavsiye ederim. Alin okuyun derim.

nazifkaracam@gazetetrakya.com

15 Eylül 2012 Cumartesi

Yekta Güngör Özden; "Açıklıyor ve Öneriyor"

Daha neler göreceğiz..
Yekta Güngör Özden
1970’lerde başlayan sıkmabaş yaygarası başörtüsü ve türban yalanıyla son dönemecini aldı. İktidar, cami-mescit, tarikat-türbe, siyaset-sokak baskısı altında Anayasa ve yasalarla oynayarak yargı kararlarını aşıp sıkmabaşı yaygınlaştırma amacına ulaştı. Ama, yapılan-yapılacak düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi kararını ortadan kaldıramayacağı gerçeğini bir türlü kavrayamadı. Yaranma ve yanaşma çabasındaki sözde hukukçularla aşama kazandığını sanarak hukuk suçlusu oldu. Anayasa Mahkemesi’nin 1989/1-12 sayılı kararının dayanağı olan Anayasa’nın 2., 24., 174. maddeleriyle Başlangıç bölümünde bir değişikliğe gidilmeden karara aykırı uygulama olanağı aramak ve kimi maddelerle oynayarak amacı sağlamak asla sağlıklı değildir. Asla hukuksal değildir. Devlet biçimi cumhuriyeti olumsuz etkileyecek her öz değişikliğini Anayasa Mahkemesi biçim yönünden ele alıp denetleyebileceği gibi koşulları dışındaki biçim değişikliğine doğrudan elatabilir. Yeter ki dâva açılmış olsun. Mahkemenin yapısından, iktidar ilişkilerinden ya da bilinmeyen nedenlerden umutlananlar her zaman yanılabilirler.
Siyasal partilere güvenilemeyeceğinin en yeni örneğine herkes tanık olmuştur. İktidarın sözlerine çocuklar bile güvenemez. Konunun üniversitelerle sınırlı kalacağını sanmak aldanmaktır. Şimdiden ilköğretimde bile sıkmabaşlılar boygöstermeye başladı. Çarşafla sınava girenler var. Bir an için öğretim ve yargı kürsülerinde sıkmabaşlı bayanları, devlet birimlerinde bohçabaşlı müdürleri, memurları, uzmanları, hastane ve polis karakollarında kapalı giysili görevlileri düşünmek yeter. Nedir, ne oluyor? Herkes böyle olsa elde edilen, kazanılan nedir? Üniversiteyle yetinmeyeceklerini kadın-erkek AKP militanları açıklıyor. Yavaş yavaş her yere yayacaklar. Üniversiteyi bitiren kızlar “Neden mesleğimi sıkmabaşla yapamıyorum?” diye dayatacak. Yarın, devletin her organında, her biriminde olay çıkartıp dinci sistem çığlıklarını artıracaklar. Çenesi düşüklerle çenebazlar çenelerinin bağlanmasına râzı olmaz, bununla yetinmezler. Görünen köy kılavuz istemez. Kindar, düşmanca bakışlarla sergilenen, pankartlarla açıklanan lâik devlet karşıtlıklarına, şirretçe konuşmalara bakmak yeter. Ülkenin nice yaşamsal sorunu sahipsiz. Bunlara değinen yok. Gözleri kararmış biçimde, hiç bir şeye aldırmadan, hukuk dinlemeden, yargıyı saymadan, Anayasa’ya sadakat andına dudak bükerek bildiğini okuma efeliği çok şey yitirilmesine neden olmaktadır.
Olağan, alışılmış-geleneksel başörtüsü her yerde serbest. Böyle örtü kullanarak üniversiteye gidip gelene de bir şey söylenmiyor. Derse başaçık girilir. Sıkmabaş dayatması dinci düzen girişimidir. İktidar çağdaşlığı, demokratlığı, başı açık öğrenciliğin erdemini sağlayamadı. İlericilerin dağınıklığı, ilgisizliği, tembelliği günümüzdeki sonucu getirdi. Ödünlerle Türk Devrimi’ne, hukuka, yargıya, uygarlığa, çağdaşlığa kıyıldı. Türkiye’ye yazık oldu. Ülkeyi imamistana çevirmeye çalışıyorlar. Eğitim-öğretim için, haklar ve özgürlükler için, bağımsızlık ve demokrasi için, yükümlülükler için, sağlık, sosyal güvenlik, işsizlik, ulaşım, iletişim için, ahlâk ve adalet için, yargı bağımsızlığı, üniversite özerkliği için, ekonomi için, dış ilişkiler için, Lozan için, Trakya için, terör için, adaların silahsızlandırılması için çaba yok. Tersine Patrikhane’nin ekümenlik savı ve Ruhban Okulu açılması için destek var. Enerji sorunu için yeterli çalışma yok. Ocak ayının son günlerinde yine taşıt kundaklamaları oldu. DTP’liler yine kışkırtıcı-sakıncalı konuşmalarını sürdürdüler? Ne yapıldı?
Devleti yönetemeyen, gerici-tutucu kesime yenik düşen siyasetçileri bırakıp yargıçlar yönetiyormuş gibi yazılarla kamuoyunu yanıltan yanaşmalar türedi. Hukuk, devlet, yargı ve görev bilincinden yoksun medya militanları karşıoylarla kararları bile ayıramıyor. Üstelik çarpıtıyor, saptırıyor. Atatürk cumhuriyeti, lâiklik karşıtı bu eski hükümlüler Türkiye karardıkça zil takıp oynuyorlar. Hınçlarını alamadıklarından sürekli kin kusuyorlar. Okuduğunu anlamayan, bilgiçlik taslayarak bilgisizliğini ortaya koyan eski faşist, yeni liberal özentileri önceleri kutladıkları kimseyi sonra kötüleyen ikiyüzlü çıkarcılardır. Yalakalığına soyundukları kimse umdukları gibi davranmayınca değişik nedenler ve bahanelerle kötülemeye kalkışan softa ve molla yapılılar toplumun yüzkarasıdır. Dinci diktaya gidişi söyleyip yazıyoruz. Sansürcü ve iktidarcı medya yer vermediği için niteleme yeni sanılıyor. “Sıkıntıyı gidermek, sorunu çözmek, özgürlük sağlamak” savlarına kargalar bile güler. Zaman neler gösterecek göreceğiz, izleyeceğiz. Cumhurbaşkanı’nın halkoylamasına gideceğini sanmıyorum. Temeli sakat olan halkoylaması duruma geçerlik kazandıramaz. Yasama organının dokunamayacağı, elatamayacağı, değiştiremeyeceği Anayasa kurallarıyla oynanarak alınan sonuçlar eylemli biçimde yürürlüğe konulsa da sakatlıktan kurtulamaz.
Örnek
Kimi öğretim üyelerinin Atatürk’e hakaret ettiği bir ortamda İstanbul-Bahçelievler Belediye Başkanı Atatürk’ün Büyük Söylevi’yle Mehmet Akif’in yaşamı ve anılarını bastırıp bölgesindeki tüm eğitim ve öğretim kurumlarına dağıtmış. Onar bin tane basılan yapıtlara ilişkin açıklamasıyla AKP’li Başkan Osman DEVELİOĞLU partililerince örnek alınmalıdır. Başkanı bu soylu girişimi nedeniyle kutluyorum.
Konuk Başbakan
Türkiye ve Yunanistan Başbakanlarının sarmaş-dolaş sayılacak yakınlıklarına bakıp işlerin iyi gittiğini sanmak yanılmadır. Yunanistan Başbakanı elde ettikleri kazanımlar nedeniyle Türkiye’ye geldi. Trakya, Ege, Kıbrıs, AB konularında koşullu okşayış sözlerinden başka bir şey elde edemeyen yan Türkiye’dir. İktidar ziyaretle neyi çözümlediğini, neler sağlandığını, neleri giderip önlediğini açıklayamamıştır. Ödünler veren, yitiren, bir şey elde edemeyen yan olarak kalmaktan ötede Patrikhane’nin ekümenlik savıyla Ruhban Okulu isteklerine de destek veren sorumsuz açıklamalar birbirine eklenmektedir.
Ekonomi
Borsa dalgalanmaları, ABD açılımları sorunu çözecek etkide görünmüyor. Son beş yılda %90’ı bulan artışla 238 miyar dolara ulaşan toplam dış borç ekonomi alanında özenli çalışmaları gerektirirken ortada bu yolda bir çabanın belirtisi görülmemektedir. Siyaseti yönlendirecek değişim olasılıkları herkesi düşündürmelidir.
Önerim: 
Kitap sevgisinin gereği olan önerileri içtenlikle sürdürüyoruz. Behzat ŞAŞAL’ın Akasya Kitap yayınları dizisindeki “Cumhuriyete Gölge Düşürenler” ile “Güldürürken Düşündüren Nasrettin Hoca’ya Çağdaş Bakış” adlı iki yapıtını okurlarımıza salık veriyoruz. Yararlanacakları bilgileri içeren iki doyurucu çalışmadır.