Behzat ŞAŞAL
Atatürk’ü hedef alan üç Milletvekili tarafından Aralık 1922 de Meclis Başkanlığı’na bir kanun teklifi veriliyor. Altındaki imzalar Selâhattin Bey (Mersin), Süleyman Necati Bey (Erzurum) ve Emin Bey(Samsun). O sırada seçim yapılacak. Paşa Milletvekili seçilmesin diye seçim kanununda bir değişiklik yapılmasını öneriyorlar.
Atatürk’ü hedef alan üç Milletvekili tarafından Aralık 1922 de Meclis Başkanlığı’na bir kanun teklifi veriliyor. Altındaki imzalar Selâhattin Bey (Mersin), Süleyman Necati Bey (Erzurum) ve Emin Bey(Samsun). O sırada seçim yapılacak. Paşa Milletvekili seçilmesin diye seçim kanununda bir değişiklik yapılmasını öneriyorlar.
Şöyle:
1. Büyük Millet Meclisi’ne üye seçilebilmek için Türkiye’nin bugünkü sınırları içindeki yerlerden birinde doğmuş olmak şarttır.
2. Daha sonra göçmen olarak gelenler, ancak bir seçim bölgesinde BEŞ YIL aralıksız yaşamışsa seçilebilir.
Bu kanun teklifi üzerine Atatürk’ün Meclis kürsüsünde yaptığı konuşma:
“Efendiler, ne yazık ki doğum yerim bugünkü sınırlarımız dışında kalmış bulunuyor. Fakat bu böyle ise bunda benim kesinlikle bir kasıt ve kabahatim yoktur. Eğer düşmanlarımız tamamen amaçlarında başarılı olmuş olsalardı, Allah göstermesin, bu teklife imza koyan efendilerin seçim bölgeleri de sınırlarımız dışında kalabilirdi.
Ayrıca, herhangi bir seçim bölgesinde beş yıl devamlı oturmamış isem, o da bu vatana yaptığım hizmetler yüzündendir. Eğer bu maddenin öngördüğü şartı kazanmak isteseydim, Arıburun ve Anafartalar savunmasını yapmamaklığım lazım gelirdi. Bitlis ve Muş’ u aldıktan sonra Diyarbakır’ a doğru genişleyen düşmanın (Rus ordusunun) karşısına çıkmamaklığım lazım gelirdi. Suriye’ yi tahliye eden orduların enkazından Halep’ te bir ordu teşkil ederek düşmana karşı savunmamaklığım ve bugün milli sınır dediğimiz hududu fiilen tespit etmemekliğim lazım gelirdi.
Zannediyorum ki ondan sonraki çalışmalarım hepinizin malumudur. Hiçbir yerde beş yıl oturmayacak kadar çalışmış bulunuyorum. Ben zannediyorum ki, bu hizmetlerimden dolayı milletimin sevgi ve ilgisine sahip oldum. Belki bütün İslam aleminin sevgi ve ilgisine sahibim.
Vatandaşlık hukukundan, seçilme hakkından dışlanacağımı asla hatıra getirmezdim.
Tahmin ediyorum ki, yabancı düşmanlar bana suikast etmek suretiyle de memleketimdeki hizmetlerimden beni ayırmaya çalışacaklardır. Fakat hiçbir zaman hatır ve hayale getirmezdim ki, yüce Meclis’ te isterse iki üç kişi olsun düşmanlarla aynı zihniyette bulunabilsin...’’
(Bu kanun teklifi reddedildi. Ama bu utanç verici ihanetin belgesi arşivlerde kaldı.
Atatürk sen, ne büyük adam ve ne büyük insandın. Neler yaşadın, neler çektin.
Seni seviyoruz. Allah rahmet eylesin, nur ve huzur içinde yat sevgili Atatürk.)
1. Büyük Millet Meclisi’ne üye seçilebilmek için Türkiye’nin bugünkü sınırları içindeki yerlerden birinde doğmuş olmak şarttır.
2. Daha sonra göçmen olarak gelenler, ancak bir seçim bölgesinde BEŞ YIL aralıksız yaşamışsa seçilebilir.
Bu kanun teklifi üzerine Atatürk’ün Meclis kürsüsünde yaptığı konuşma:
“Efendiler, ne yazık ki doğum yerim bugünkü sınırlarımız dışında kalmış bulunuyor. Fakat bu böyle ise bunda benim kesinlikle bir kasıt ve kabahatim yoktur. Eğer düşmanlarımız tamamen amaçlarında başarılı olmuş olsalardı, Allah göstermesin, bu teklife imza koyan efendilerin seçim bölgeleri de sınırlarımız dışında kalabilirdi.
Ayrıca, herhangi bir seçim bölgesinde beş yıl devamlı oturmamış isem, o da bu vatana yaptığım hizmetler yüzündendir. Eğer bu maddenin öngördüğü şartı kazanmak isteseydim, Arıburun ve Anafartalar savunmasını yapmamaklığım lazım gelirdi. Bitlis ve Muş’ u aldıktan sonra Diyarbakır’ a doğru genişleyen düşmanın (Rus ordusunun) karşısına çıkmamaklığım lazım gelirdi. Suriye’ yi tahliye eden orduların enkazından Halep’ te bir ordu teşkil ederek düşmana karşı savunmamaklığım ve bugün milli sınır dediğimiz hududu fiilen tespit etmemekliğim lazım gelirdi.
Zannediyorum ki ondan sonraki çalışmalarım hepinizin malumudur. Hiçbir yerde beş yıl oturmayacak kadar çalışmış bulunuyorum. Ben zannediyorum ki, bu hizmetlerimden dolayı milletimin sevgi ve ilgisine sahip oldum. Belki bütün İslam aleminin sevgi ve ilgisine sahibim.
Vatandaşlık hukukundan, seçilme hakkından dışlanacağımı asla hatıra getirmezdim.
Tahmin ediyorum ki, yabancı düşmanlar bana suikast etmek suretiyle de memleketimdeki hizmetlerimden beni ayırmaya çalışacaklardır. Fakat hiçbir zaman hatır ve hayale getirmezdim ki, yüce Meclis’ te isterse iki üç kişi olsun düşmanlarla aynı zihniyette bulunabilsin...’’
(Bu kanun teklifi reddedildi. Ama bu utanç verici ihanetin belgesi arşivlerde kaldı.
Atatürk sen, ne büyük adam ve ne büyük insandın. Neler yaşadın, neler çektin.
Seni seviyoruz. Allah rahmet eylesin, nur ve huzur içinde yat sevgili Atatürk.)
***
1.2-2-1922. TBMM. Söylev ve Demeçler. Cilt 1-Sayfa 299
2.Türk Parlâmento Tarihi, Milli Mücadele ve TBMM, 1. Dönem 1919-1923 Cilt: 1 S. 748 – Fahri ÇOKER
(LÜTFEN; TÜRKÇE OLARAK VE BAŞKA DİLLERE ÇEVİREREK ÇOĞALTIP, DAĞITINIZ.)
1.2-2-1922. TBMM. Söylev ve Demeçler. Cilt 1-Sayfa 299
2.Türk Parlâmento Tarihi, Milli Mücadele ve TBMM, 1. Dönem 1919-1923 Cilt: 1 S. 748 – Fahri ÇOKER
(LÜTFEN; TÜRKÇE OLARAK VE BAŞKA DİLLERE ÇEVİREREK ÇOĞALTIP, DAĞITINIZ.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder